Soğuk su banyosu, vitaminler, egzersiz: Bağışıklık sistemini güçlendirmek gerçekten mümkün mü?

Soğuk kış günlerinde birçokları soğuk algınlığı, gribal enfeksiyon gibi hastalıklar nedeniyle hastanelere akın ediyor.

Bir an evvel ayağa kalkmak isteyenler tıbbi ilaçların yanı sıra narenciyeler, ballı sıcak çaylar ve de vitamin haplara başvuruyor.

Peki bağışıklık sistemimizi güçlendirmek gerçekten mümkün mü?

BBC Radyo 4 sunucusu ve sağlık muhabiri James Gallagher, merak edilenleri uzmanlara sordu.

Soğuk suda yüzmek etkili mi?

Soğuk, hatta buz gibi sularda yüzmek hasta olmadan önce bağışıklık sistemimizi güçlendirebilir mi?

Araştırmalar soğuk suyun yarattığı adrenalin etkisinin, kanda enfeksiyonla savaşan hücreleri artırdığını gösteriyor.

Peki bu daha fazla korunduğumuz anlamına mı geliyor?

Edinburgh Üniversitesi’nde immünoloji profesörü Eleanor Riley, “Birkaç saat içinde her şey normale dönüyor” diyor.

Prof. Dr. Riley, “Soğuk suda yüzen kişilerin daha az soğuk algınlığı geçirdiğine ya da daha az enfeksiyona kapıldığına dair bir kanıt yok” diye devam ediyor.

Düzenli egzersiz neden faydalı?

Soğuk suyun bağışıklığı güçlendirdiğine yönelik geçerli kanıtlar olmayabilir ama düzenli egzersiz gerçekten işe yarayabilir.

St Andrews Üniversitesi’nden aile hekimi Dr. Margaret McCartney, yetişkinlerin yılda ortalama iki-üç kez, çocukların ise beş ila sekiz kez arasında soğuk algınlığına yakalandığını söylüyor.

Dr. McCartney, “Ancak orta düzeyde egzersiz yapan kişilerde daha az viral enfeksiyon görme eğilimi var” diyor.

Bu konuda da kesin sonuçlara ulaşmış klinik çalışmaların olmadığını dile getiren Dr. McCartney, “Elimizdeki veriler egzersizin insanlar için iyi bir şey olduğu yönünde… ancak mucizevi bir yöntem de değil” diyor.

Laboratuvar çalışmaları düzenli egzersizin bağışıklık sisteminin yaşlanmasını yavaşlatabileceğini gösteriyor.

Vücudumuzun savunma sistemi 20’li yaşlardan itibaren gerilemeye başlıyor.

Ancak 80 yaşındaki bisikletçiler üzerinde yapılan araştırmalar bu kişilerin kendilerinden onlarca yaş daha genç insanların bağışıklık sistemine sahip olduğunu gösterdi.

Söz konusu çalışmaların yeterince yüksek kalitede yapılmadığını bildiğini kaydeden Dr. McCartney, “Ama ben bol bol bisiklete bineceğim” diyor.

Vitaminler işe yarıyor mu?

Hasta geçen günlerde hemen hemen herkes C vitaminine sarılıyor.

Portakal soyan, limonlu çaylar içenlerin yanı sıra pek çok kişi de vitamin haplar alıyor.

C vitaminlerinin işe yarayıp yaramamasıyla ilgili soruya “Ben hayır diyorum” yanıtını veren Dr. McCartney’e göre, eksik olması bağışıklık sistemini zayıflatabilir, ancak büyük çoğunluk için fazladan almanın kazandıracağı çok az şey var.

Aynı şey multivitaminler için de geçerli.

Dr. McCartney bunların sadece “pahalı idrar” yaptırdığını söylüyor.

Ancak D vitamini ile ilgili kanıtlar üzerine tartışmalar devam ediyor.

Güneş ışığıyla birlikte alındığı için D vitamini seviyeleri kışın düşüş gösteriyor.

Dr. McCartney, “Bence kanıtlar, solunum yolu hastalığı olan ve D vitamini çok düşük olan insanlar için olası faydalara işaret ediyor” diyor ancak herkese yardımcı olacağına dair kanıtların hâlâ “yetersiz” olduğunu söylüyor.

Dr. McCartney, ayrıca ekinezya, zerdeçal ve zencefil gibi bitkilerin de bağışıklık sistemini güçlendirmeyeceğini söylüyor.

Bağışıklık gün içinde azalıyor mu?

Bağışıklık sistemlerinin yapabilecekleri gün boyunca sabit değil.

Prof. Riley, “Bağışıklık sistemimiz sabahın erken saatlerinde uyandığımızda en etkili halini alır, günün ilerleyen saatlerinde ise azalmaya başlar” diyor.

Bu nedenle soğuk algınlığında sabahları insan daha kötü hisseder.

Çünkü bağışıklık sistemi bu saatlerde semptomlarla daha çetin bir mücadele verir.

Düşüş ise “akşam üstü saat 4 ya da 5 civarında” başlar.

Uzmanlara göre bu nedenle sabahları öksüren birine maruz kalırsanız daha iyi korunabilirsiniz.

Prof. Riley, bağışıklık sistemi 24 saatlik bir döngüye sahip olduğundan, gece geç saatlere kadar çalışmak ve hafta sonları uzun süre yatmak yerine “düzenli bir günlük ritme” sahip olmanın “bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye önemli ölçüde yardımcı olabileceğini” söylüyor.

Sigaradan uzak durulmalı

Bağışıklık sistemini güçlendirmeye çalışmak için çeşitli yollar denemek elbette çok önemli.

Ama en az onun kadar önemli olan bir başka şey ise ona zarar vermemek.

Bunların en önemlilerinden birisi sigara içmemek.

Çünkü sigara akciğerlere doğrudan zarar vererek virüslere karşı daha az etkili bir bariyer oluşturur.

Sigara ayrıca vücuttaki iltihaplanmayı (enflamasyonu) da artırır.

Enflamasyon bağışıklık sistemi için bir termostat görevi görür ve vücudun bir enfeksiyona nasıl tepki verdiğini gösterir.

Ancak Prof. Tregoning’e göre “kontrolsüz iltihaplanma sizin için kötüdür çünkü bağışıklık sistemini bozar”. Ve böylece vücut olası risklere karşı daha az iyi yanıtlar verir.

Obezite de vücuttaki enflamasyonu artırarak enfeksiyonlara yatkınlığı ve şiddetini artırabilen bir başka faktör.

Dr. McCartney, “Bunların ikisi de insanlar için durdurulması veya tersine çevrilmesi zor şeyler olabilir, evet. Ancak değiştirilmesi en mümkün olanları” diyor.

Stres neden bu kadar zararlı?

Sürekli stres altında olmak vücuttaki kortizol hormonu seviyelerini yükseltir.

Kortizol bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyona daha yatkın hale gelmenize neden olabilir.

Prof. Tregoning, doğada olmanın, yürüyüşe çıkmanın, arkadaşlarla vakit geçirmenin, hatta soğuk suda yüzmenin, neden faydalı bir etkiye sahip olabileceğinin açıklamasının da bu olabileceğini söylüyor ve devam ediyor:

“Daha az stresli oluyorsunuz, daha az kortizol salgılıyorsunuz, dolayısıyla bağışıklık sisteminiz yapmaya çalıştığı görev için daha uygun hale geliyor.”

Prof. Riley ise şöyle ekliyor:

“Mutlu olmanın, olumlu bir ruh hali içinde olmanın bedensel işlevlerimiz üzerinde çok ama çok önemli bir etkisi olduğuna hiç şüphe yok.”

Burun spreyleri işe yarıyor mu?

Lancet dergisinde yayımlanan bir araştırma, soğuk algınlığının başlangıcında buruna sıkılacak burun spreylerinin işe yaradığına işaret etti.

Araştırmada binlerce insana ya tuzlu su (salin) spreyi ya da jel bazlı bir sprey verildi.

Araştırmaya katılanlar hastalandıklarını hissettiklerinde günde altı defaya kadar bunları kullandı.

Burun spreyi kullanmadan günlük hayatlarına devam eden insanlar çalışma sırasında ortalama sekiz günlerini hasta olarak geçirdi.

Ancak tuzlu su (salin) ya da markalı jel bazlı sprey kullananlarda bu süre altı güne düştü.

Dr. McCartney, markalı bir spreyin normal bir tuzlu su spreyinden daha iyi olmayacağını savunuyor.

Aşılar ne kadar önemli?

Prof. Riley, sağlığınıza dikkat etmek için zaten sigara içmiyor, sağlıklı besleniyor, düzenli egzersiz yapıyorsanız bağışıklık sisteminizin bir enfeksiyona yanıt vermek için “mümkün olan en iyi durumda” olduğunu söylüyor.

“Normal, sağlıklı bir insan olmanın ötesine geçmek için bir şey yapabilir misiniz?” sorusuna cevap olarak gerçek bir kanıtın olmadığını belirten Prof. Riley şöyle devam ediyor:

“Ancak belirli enfeksiyonlara karşı bağışıklığınızı artırmak için yapabileceğiniz şeyler var, bu da aşı olmak.”

Prof. Riley, bağışıklık artıcı ürünler için çok fazla para harcamak yerine ilk olarak enfekte olmamanın yollarını düşünmeyi, bir başka deyişle de “kiminle sosyalleştiğiniz dikkat etmeyi” öneriyor.

 

Related Posts

Sağlıkta yeni dönem başlıyor; organ bağışından dijital onaya kadar birçok alanda köklü değişiklikler yapılacak

Sağlıkta yeni dönem başlıyor; organ bağışından dijital onaya kadar birçok alanda köklü değişiklikler yapılacak

‘Karpuzu peynirle tüketerek kan şekerini dengelemek mümkün’

Yaz aylarının vazgeçilmezi karpuzun sağlıklı tüketilmesi için önerilerde bulunan Diyetisyen Gökçenur Kahraman, “Yazın ferahlatıcı meyvelerinden karpuzun büyük bir kısmı sudan oluşur ancak glisemik indeksi yüksektir. Ana öğünlerden 1-2 saat sonra yanında bir avuç badem veya birkaç cevizle birlikte tüketilebilir. Karpuzun yanına beyaz peynir eklenerek kan şekeri dengesi daha iyi korunabilir. Tokluk süresi uzayabilir. Karpuzu nane, limon, yoğurt gibi malzemelerle karıştırarak sağlıklı smoothieler yapabilirsiniz. Roka, beyaz peynir, zeytinyağı ile yaz salataları hazırlayabilirsiniz” dedi.

Erken tanı ile skolyoz cerrahisiz atlatılabilir

Samsun’da görev yapan Omurga Cerrahisi Doç. Dr. Ömer Bozduman, Haziran ayının ‘Skolyoz Farkındalık Ayı’ olduğunu hatırlatarak, aileleri çocuklarında omurga eğriliği belirtilerine karşı dikkatli olmaya davet etti. Bozduman, erken teşhisin skolyoz tedavisinde cerrahi müdahale gereksinimini büyük oranda ortadan kaldırdığını vurguladı.

Çocuğum hangi sporu yapsın? Genetiğin şifresi yol haritasını çiziyor

Yapay zeka destekli genetik testler, sporcuların potansiyelini ortaya koyarak başarıya giden yolu bilimsel verilerle çiziyor. Prof. Dr. Zeynep Ocak, bu testlerin çocukların hangi spor dalında parlayabileceğini, sakatlık risklerini ve en uygun antrenman yöntemlerini belirlemede nasıl bir rehber olduğunu anlattı.

Artan polen yoğunluğu alerjik şikayetleri artırdı

Van’da son günlerde artan polen yoğunluğu nedeniyle alerjik şikayetlerin arttığı belirtildi.

Kilo veremiyorsanız sebebi ruh haliniz olabilir!

Obezitenin arkasındaki görünmeyen nedenleri hiç düşündünüz mü? Ruh Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Barış Yılbaş, yeme bozuklukları ve ruhsal çöküntülerin kilo artışına nasıl zemin hazırladığını çarpıcı detaylarla anlattı.