CHP lideri Özgür Özel, şunları söyledi: “CHP’li belediye başkanları işini, görevini yapıyor ama bu millet bir tek belediye başkanlarına vazife vermedi. 2024’te bize vazife verdi. Ama 2023’te Sayın Erdoğan’a, Recep Tayyip Erdoğan’a vazife verdi. O geldiğinde sorunları bildiğini, çözeceğini söyledi.
Tabii temiz, dürüst bir kampanya yürütmek yerine bir karalama kampanyası yürüttüler. Hakaretlerle, iftiralarla maalesef bir grup seçmenin kafasını karıştırmak için çok gayret sarf ettiler. Ve insanlara şöyle dediler, ‘Açsın, yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin ama tehlike büyük, oyu bize vermelisin. Yoksa bayrağı indirecekler. Yoksa ezanı dindirecekler. Yoksa vatanı böldürecekler.’ Millet bütün zorluklarına rağmen, kimi de bunlara kanarak son bir kez oy verdi. Şimdi iki şey görünüyor. Vallahi ezanı dindirecekler diyorlardı, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler köyde eksik olan camiyi yapıyor. Kiminin açılışına gidiyorum kiminin temel atışına gidiyorum.
Milletvekillerimiz, müezzinlerin, imamların promosyon haklarını vermediler. Ben uğraşıyorum. Şimdi milletvekillerimiz uğraşıyor. Diyanet-Sen Sendikası, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yöneticiler gelip dosya veriyorlar, ‘Derdimizi siz söyleyince sesimiz duyuluyor’ diyorlar. Şu mübarek caminin müezzinin, bu caminin imamının hakkını savunmak da Cumhuriyet Halk Partisi’nin boynunun borcudur. Çünkü bu parti yüzyıl önce, diyorlar ya ‘Ezanı susturacaklar’, ey kendini bilmezler, ezanı susturmuştu Yunanlılar, susturmuştu Fransızlar, İtalyanlar, işgal kuvvetleri. Bu partiyi kuranlar, bu ezanı tekrar okuttular. ‘Vatanı böldürecek’ diyorlar. Hepimizin dedeleri kol kola, koyun koyuna yatıyor Conkbayırı’nda. Koyun koyuna yatıyor İnönü’de, Sakarya’da. Koyun koyuna yatıyorlar her tarafta. Burası Kuvayımilliye’nin kenti. İlk kurşunu atan da son kurşunu atan da Balıkesir’den, söylüyorum ki, CHP varken kimse bu vatanı bölemez.”
‘BENİM HÜDAPAR’A SÖZÜM YOK, MİKROP MİKROPTUR’
Eleştirilerini, anayasanın 4’üncü maddesine karşı olduklarını açıklayan HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu üzerinden sürdüren Özel, “Maalesef 3 oy uğruna, 5 oy uğruna olmadık işler yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Şimdi bedeli ödenmeye başlandı. Efendim, onunla ittifak, bununla ittifak. En güzel ittifak, bizim ittifak. Milletle yaptığımız ittifak. Türkiye ittifakı, ay yıldızlı al bayraktan renklerini alan Türkiye ittifakı. Ama bir tarafta Cumhur İttifakı var. Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinden bir tanesi de HÜDAPAR. Kim Hüdapar? Hüdapar, ‘Kadınları sokak hayvanları gibi sahipsiz bırakmayın. Birine sahiplendirelim’ diyen HÜDAPAR. Kadının seçme seçilme hakkına karşı çıkan HÜDAPAR. Domuz bağcıları avukat tutup savunan, sonra partisine kaydeden ve onları Tayyip Erdoğan’la ittifak şartıyla affettiren HÜDAPAR. Şimdi çıkmış diyor ki; ‘Anayasanın ilk 4 maddesine karşıyız’ diyordu. Tüzüğünde yazıyor, programında yazıyor, seçim vaatlerinde yazıyor. Şimdi seçim zamanı susturdular. Ağzını kapattılar. ‘4 vekil al otur aşağı’ dediler. Seçimde sustu, şimdi konuşuyor. Diyor ki, ‘Biz anayasanın 4’üncü maddesine karşıyız.’ Neymiş 4’üncü maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nitelikleri, bayrağı, İstiklal Marşı ve başkentidir. Atatürk yapmış Ankara’yı başkent, Ankara’nın başkent olmasına karşılar. Şehit kanlarıyla sulanmış bayraktan alıyor renklerini bayrağımız, alıyor şehitten. Bayrağa karşılar. İstiklal Marşı yazılmış, hep bir ağızdan okuyoruz. İstiklal Marşı’na karşılar. Türkiye Cumhuriyeti diyoruz, cumhuriyete karşılar. Benim HÜDAPAR’a sözüm yok. Mikroba sen niye hastalık yapıyorsun diye hesap soramazsın. Mikrop mikroptur. Ama milliyetçi muhafazakarım diyenler, hele hele Tayyip Bey’in sağ kolunda HÜDAPAR, öbür kolunda Devlet Bahçeli var. Devlet Bahçeli’ye soruyorum. Sen bu HÜDAPAR’a ne diyorsun Devlet Bey? Kimler kimlerle beraber, kimler kimlerle beraber. O yüzden oy toplarken vatan, millet, bayrak, ezan deyip milli duyguları, dini duyguları sömürenler, milletin bayrağına, İstiklal Marşı’na karşı olanlara, Anıtkabir’in bulunduğu Ankara’nın başkenti olmasına karşı olanlara yüz veriyorlar, sırt sıvazlıyorlar. Artık takke düştü, kel göründü. Halep oradaysa arşın buradadır. Bu milletin birliğinin, beraberliğinin, bayrağının garantisi Cumhuriyet Halk Partisi’dir” ifadelerini kullandı.
‘TARAFSIZ OLSA MECLİS’TE TARAFSIZ OLUR’
Gazze’de İsrail askerleri tarafından vurulan aktivist Ayşenur Ezgi Eygi’nin Didim’deki cenaze törenine değinen Özgür Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cenazeye 5 bakanla geldiler. Hepsinden Allah razı olsun. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Meclis Başkanı ile geldiler. Memnun olduk. Dedik ki birlik beraberlik olsun. Filistin için hep beraber duralım. Efendim bir baktık bir kürsü kurmuşlar. Kim konuşacak? Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Ya başka kim? Meclis Başkanı. Başka? Başka yok. Bizim evladımız Türkiye’ye mal olmuş, bizim mücadelemiz Türkiye’nin mücadelesi olmuş. Bu beraberliği biz önemserken orada çıkıp siyaset yapmaya kalktılar. Burada ilçe örgütümüzün şahsında Didim örgütümüze selam olsun. O siyasetçiliğe, oradaki o siyasi cambazlığa izin vermediler. O kürsüyü oraya kurdurtmadılar. Ama bunlarda oyun biter mi? En içime dokunan o. Oturduk namazı kıldık, duamızı ettik. Tam cenazeyi, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, ‘Efendim sözü Meclis Başkanımıza vereyim’. Ben bunu önceden duydum, aradım, dedim ‘Böyle numaralara kalkmayın, haksızlık yapmayın. Şehit cenazesinde ikilik çıkartmayın. Tayyip Bey’in yaptığı gibi bir elinde tabut, bir elinde mikrofon siyaset yapmayın. Ayşenur Ezgi sol sosyalist düşüncede bir evladımızdır. Demiyoruz ki cenaze bizim, diyoruz ki hepimizin. Ama sen kim oluyorsun bunu yapıyorsun? Halledeceğim efendim, öyle yapacağız efendim. Din görevlisine oldubitti yaptırıp, alet edip oradan mikrofonu alıp 1 saat orada yine güya tarafsızmış gibi, tarafsız olsa Meclis’te tarafsız olur. Didim’de cenazede tarafsız, hepimiz adına beyefendi konuşacak, Ankara’ya gidince Tayyip Bey’in emrinden çıkmayacak. Olmaz olsun öyle tarafsızlık. Olmaz olsun. Sonra söyleyeceğimi söyledim. ‘Ayıp ettiniz’ dedim. ‘Yazık ettiniz’ dedim. ‘Bu yaptığınız gerçekten Filistin davasına sahip çıkmak değil’ dedim. Ve ‘Din görevlisini bu işe alet etme’ dedim. Hıh diyemediler, omzumuzu sevdiler, kalkıp gittiler. Ama ne oldu, kamu vicdanında mahkum oldular. Herkes, herkes Meclis Başkanı’nı ayıplıyor, o yapılanı işi ayıplıyor.”
‘ÖNCE SİZİN İKTİDARINIZI YOLLAYACAĞIZ, SONRA SURİYELİLERİ GÖNDERECEĞİZ’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın dün yaptığı Kocaeli ziyaretine değinen Özgür Özel, “Bilal Erdoğan, hafta sonu mesai yaptı. Gezdi, dolaştı, konuştu. Bakın, Bilal Erdoğan sahaya indiyse 2 şey vardır. Bir, AK Parti’de işler yolunda gitmiyordur. İki, sonuç beklediklerinden de kötü olacaktır emin olun. Nereden biliyorum, 2019 yerel seçimleri. Ekrem İmamoğlu birinci seçimi kazanmış, hazmedememişler ikinci seçime ülkeyi götürmüşler. Bilal Erdoğan Fatih’te geziyor. Bilal Erdoğan, Bakırköy’de, Bilal Erdoğan Eyüpsultan’da” diye konuştu.
Özgür Özel, Bila Erdoğan’ın Suriyelilerin suç oranının Türklere göre daha düşük olduğunu söylediğini belirterek, “Bilal Bey, sen Suriyelileri burada tut. Biz önce sizin iktidarınızı yollayacağız. Sonra da Suriyelileri memleketine yollayacağız” ifadelerini kullandı.
Bilal Erdoğan’ın ‘EYT çok büyük bir hataydı. Muhalefet bize EYT’yi dayattı. Karşı çıkamadık, Emeklilikte Yaşa Takılanları emekli ettik, çok yanlış yaptık. Yattığı yerden para almak yok’ dediğini belirten Özel, “Bak sen, dünya kadar Suriyeli yattığı yerden para alacak buna alkış tutacaksın. Şurada işsiz güçsüz, ‘Ya iş ver veremem yaşlandın, emekli olayım, olamazsın çok gençsin’, insanlar perişan oluyordu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin gayretleriyle birer maaş bağlandı. O da 10 bin lira bağlandı” dedi.