İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamaları şu şekilde:
Devletin, milletin ve toplumun içerisinde demokrasinin işlerliğini sağlamak için basının özgürlüğünün sağlanması kadar önemli olan bir diğer konu da gazetecilerin doğru ve sağlıklı bilgiyle vatandaşı aydınlatma konusundaki hassasiyetidir. Demokrasinin asli unsurlarından olan bir mesleği icra ettiğinin bilincindeki bir gazeteci, gazetecilik etiği doğrultusunda; doğru, tarafsız, şeffaf, dürüst ve sorumlu davranmakla yükümlü olduğunu da çok iyi bilir. Bu çerçevede de hem mesleğine hem de topluma duyduğu saygı gereği; elde ettiği herhangi bir bilgiyi, öncelikle doğrulamak için gereken özeni gösterir. Çünkü bu sayede hem toplum nezdinde güvenilir olma hem de tarafsız, dengeli ve sorumlu haber yapma görevini yerine getirmiş olur. Ancak ne yazık ki son günlerde ülkemizde yozlaşan birçok değer gibi gazetecilik mesleğinin de, kendisini gazeteci olarak tanımlamasına rağmen görevini yerine getirme şuurundan uzak bir kesim tarafından, demokrasimizdeki kıymetli yeri ve sorumluluğundan uzaklaştırılarak yozlaştırıldığına şahit oluyorum.
5 Haziran 2024 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı ile yapmış olduğumuz görüşme sonrasında; doğru, tarafsız, şeffaf ve sorumlu davranma etiğinden uzak bir kısım gazeteci tarafından ortaya atılan iddiaları ve görüşme üzerinden medyaya yansıyan asılsız haberleri büyük bir şaşkınlık ve üzüntü ile takip ediyorum.
11 Haziran 2024 tarihinde Sözcü Televizyonu’nda yayınlanan “Aklın Yolu” programına katılan İsmail Saymaz da ne yazık ki gazetecilik etiğini ihlal ederek; “Meral Akşener’e en yakın olduğunu bildiğim isimlerle konuştum. Beştepe’ye gitme ziyaretinin bir iş adamının Yargıtay’daki davasını çözmek olduğunu söyledi ve bunu anlattıktan sonra ‘Yazık bizim emeklerimize’ diye bitirdi.” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Öncelikle milletimize duyduğum saygı gereği açık ve net bir şekilde ifade etmek isterim ki; İsmail Saymaz’ın bu ifadelerindeki şahsıma yöneltilen iddialar tümüyle gerçek dışıdır.
Bugüne kadar herhangi bir iş insanı veya başka bir kişi adına, yargıya intikal etmiş bir konuda hiç kimseden açık veya örtülü hiçbir talebim olmamıştır, bugünden sonra da olmayacaktır. İsmail Saymaz’ın bu gerçek dışı iddiası; sadece şahsımı değil, aynı zamanda bağımsız Türk Mahkemelerini ve Sayın Cumhurbaşkanı’nı da zan altında bırakmaktadır.