Anayasa Mahkemesi (AYM), haksız gözaltı ve tutukluluk nedeniyle yargı mercilerince hükmedilen tazminat miktarının, Yüksek Mahkemenin hükmettiği miktarlarla aynı olması gerekmediğini, ancak bu miktardan düşük bir miktara hükmedilmesi halinde, tazminatın özünün zayıflayacağını belirtti.
Yüksek Mahkeme ayrıca, kendi belirlediği miktarın asgari tazminat miktarı olduğunu, yargı mercilerinin somut olayın koşullarına göre daha yüksek bir tazminata hükmedebileceğini kaydetti.
Alınan bilgiye göre, beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlanan ceza yargılaması süreçlerinde, haklarında uygulanan gözaltı veya tutuklama gibi koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası açan başvurucular, bu davalarda yetersiz tazminata hükmedilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
BAŞVURULAR BİRLEŞTİRİLDİ, İHLAL VE YENİDEN YARGILAMA KARARI VERİLDİ
Başvuruları birleştirerek karara bağlayan Yüksek Mahkeme, başvurucuların, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını düzenleyen 19. maddesinin, hürriyetinden yoksun bırakılan kişilere tazminat hukukunun genel prensiplerine göre tazminat ödeneceği hükmünün ihlal edildiğine karar verdi. Yeniden yargılama yapılmak üzere dosyalar ilgili mahkemelerine gönderildi.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, maddi zararın, ”zarara uğrayanın mevcut mal varlığı ile uygulanan koruma tedbiri olmasaydı bu mal varlığının olacağı durum arasındaki farktan ibaret” olduğu belirtildi.
“AYM’NİN MÜDAHALESİ SÖZ KONUSU OLAMAZ”
İhlal ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, hükmedilecek tazminat miktarının her zaman maddi zarara eşit olmasının gerekmediği vurgulanan gerekçede, ”Maddi tazminatın belirlenmesinde ağır ceza mahkemelerinin daha iyi konumda oldukları açıktır. Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru incelemesinde açıkça dayanaktan yoksun veya keyfî olduğu anlaşılmadıkça yetkili mahkemelerin maddi tazminat konusundaki takdirine müdahalesi söz konusu olamaz” tespiti yapıldı.
Gerekçede, somut olayda, ağır ceza mahkemelerinin yaptığı değerlendirmeler sonucunda bazı başvurucuların maddi tazminat taleplerini reddetmesinin keyfî olduğu, açık ve bariz takdir hatası içerdiğinin söylenemeyeceği, bazı başvuruculara ödenen maddi tazminat miktarının ise somut olayın koşullarında orantısız olmadığının görüldüğü aktarıldı.
Bazı başvurucularla ilgili ise mahkemelerce hükmedile
manevi tazminat miktarının, Anayasa Mahkemesi’nin benzer durumlarda ödenmesine hükmettiği ya da hükmedebileceği tazminat miktarına göre düşük olduğu sonucuna varıldığı kaydedildi.
KARARIN ALTINDA AYM’NİN TABLOSU YER ALDI
Anayasa Mahkemesi’nin benzer olaylarda hükmedeceği tazminat miktarları için hazırlanan, 2016-2024 yıllara arasına ilişkin tabloya yer verilen gerekçede, ”Manevi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı belirlenirken tazminata karar veren ağır ceza mahkemesinin karar tarihi, şayet manevi tazminat miktarı bölge adliye mahkemesi kararıyla değiştirilmişse istinaf mahkemesinin karar tarihi itibarıyla, Anayasa Mahkemesi’nin benzer başvurular üzerine vereceği tazminat miktarına göre bir karşılaştırma yapılarak uygun tazminatın belirlenmesi gerekir” denildi.
Yüksek Mahkemenin, 2016-2024 yıllara arası tazminat tablosu şöyle:
|
More Stories
Sanat ile spor bir arada: Devrim Erbil’den Fenerbahçe’ye
Karadan karaya tam isabet!
Devrek ve Gökçeada Kadastro Mahkemeleri kaldırıldı