ANTALYA – Bu yıl 1-3 Mart tarihleri arasında ‘Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak’ temasıyla 3’üncü kez düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’na (ADF), Hull City takımının sahibi, yapımcı ve sunucu Acun Ilıcalı konuk oldu.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim ve TRT World spikeri Elif Bereketli ile ‘ADF Gençlik Gece Oturumu’na katılan Ilıcalı, medya, spor ve eğlence sektöründeki tecrübelerini anlattı. ‘Uluslararası Kültür ve Spor Diplomasisi’ panelinde Ilıcalı, medya ve televizyonculuk alanındaki yenilikler, Türk dizilerinin ve sporcularının yurtdışındaki etkisi ve başarıya giden yolda kararlılığın önemi gibi konularda gençlerin sorularını yanıtladı.
‘FAHRİ BÜYÜKELÇİ OLARAK GÖRÜYORUM’
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, programda Acun Ilıcalı hakkında bilgi verirken, “Acun Ilıcalı’nın çalışmalarına sadece TV yapımcılığı örgüsünden bakmamak gerektiğini belirtmek isterim. Kültür ve spor diplomasisi anlamında da çok önemli çalışmaları var. Ben kendisini Türkiye Cumhuriyeti’nin fahri büyükelçisi olarak görüyorum” dedi.
‘MÜTEVAZI OLMAYACAĞIM’
ABD, İtalya ve Meksika ile Türkiye’nin aynı ligde olduğunu söyleyen Ilıcalı, bu tür etkinliklerin dünya sahnesinde büyük birer fırsat olduğunu söyledi. Ilıcalı, “Bazen bazı organizasyonlara katılmak için her şeyi geride bırakıyorum ve bu da onlardan biri. Spor ve televizyonculuk alanında iddialı bir girişimde bulundum ama ülkemizi çok iyi temsil ettiğimize inandığım için mütevazı olmayacağım” diye konuştu.
‘ESKİDEN TÜRKİYE’NİN YERİNİ BİLMEZLERDİ’
Ilıcalı, şöyle konuştu: “95’ten beri dünyayı geziyorum. Türkiye’nin imajı ve dünyadaki kritik olaylardaki kilit rolü arttı. Eskiden insanlar Türkiye’nin yerini bile bilmezlerdi ama şimdi Türkiye’nin yerini bilmeyen bir insan olduğunu düşünmüyorum. Mesela ben El Salvador’a gittim, tabii ki hiçbir ülkeyi küçümsemiyorum ama coğrafi olarak hiçbir şey yok, tesis yok, kaynak yok. Dört saat sonra ülkeden kaçtık çünkü hiçbir şey çekemeyeceğimizi anladık.”
‘HERKES DİZİLERİMİZİ BİLİYOR’
Türkiye’nin tanınırlığında dizi oyuncuları ve sporcuların etkili olduğunu söyleyen yapımcı, “İnsanların merakını uyandıracak projeler yapmalı ve izlenmesini sağlamalısınız ki Türkiye’nin adı duyulsun, ilgi artsın. Herkes dizilerimizi biliyor, tüm İspanya dizi izliyor, İtalya’yı biliyorsunuz. Dolayısıyla önemli bir yere geldik. Dünya genelinde ikinci sıradayız ve birinci olmamamız için hiçbir sebep yok. Aslında çok önemli bir sektör ve daha fazlasının mümkün olduğunu düşünüyorum. Ziyaret ettiğimiz ülkelerde de bize çok şey katıyor. Aslında çok iyi bir çarpan etkisi. Futbolu da gerçekten çok seviyorum. Başarılı sporcularımız var biliyorsunuz. Aslında bizi öyle bir şekilde tanıtıyorlar ki para verseniz başaramazsınız.”
GENÇLERE TAVSİYE: ‘RİSK ALMAYIN’
Ilıcalı dar gelirli olduğu gençlik yıllarından bugüne gelişini anlatırken gençlere, “Benim yaptığımı yapıp risk almayın” dedi ve şöyle devam etti: “Ben sizin yaşınızdayken koşullarım o kadar kötüydü ki. Ailemi çok genç yaşta bir trafik kazasında kaybettim. Sonra iflas ettim. 24 yaşındayken bisikletimle kaza geçirdim ve arkadaşım öldü. Hayatta gerçekten hiçbir şeyim yoktu. Asla umudunuzu kaybetmeyin ve her zaman hayatın pozitif taraflarına bakın derim. Yaşadığım travma bana benim de öleceğimi söylüyordu. Maddi olarak fakirken kendime diyordum ki, zamanla iyi olacak. Bu yüzden hayatımda hep olumlu bir şeyler aradım. Yani hepimiz bazı olumsuz şeyler yaşadık ama eğer ailenizin yanınızda olmasının kıymetini bilebilirseniz, olumlu bir şeyler görebilirsiniz.”
‘500 MİLYON İNSANIN İÇİNDE BİR ÖRNEĞİM’
Gençlere 27 yaşına kadar büyük riskler almamalarını tavsiye eden Ilıcalı, şunları söyledi: “Aslında işe röportajcı olarak başlayıp sonunda TV kanalı sahibi olan başka kimse yok. Yani beni gerçekten örnek alamazsınız. Yani tabii ki hepiniz hayatta bir şeyler başaracaksınız. Aslında iki şey beni risk almaya itti. Kararlarımda para ilk sırada değildi. O riskleri alırken kendime güveniyordum ve iyi bir içgörüm vardı. Beni bu anlamda örnek alıp risk almamanızı tavsiye ederim, benim gibi bir risk alırsanız hayatınız mahvolur çünkü ben 500 milyon insanın içinde bir örneğim. Spor röportajcısıyken reytingleri kontrol ediyordum. İnsanların beni izlediğini görüyordum, o yüzden tek başıma bir program yaparsam yine izleyeceklerini düşündüm. Peşinden yeni programlar geldi. Sonra tüm programları bir TV kanalında bir araya getirmeyi düşündüm ve genişledi.”
‘06.00’DA SEYAHAT ETMEYE DEĞECEK BİR ŞEY YOK’
Ilıcalı, sabah erken kalkmak konusunda daha önce tartışma yaratan fikirlerini forumda bir kez daha tekrarladı: “Bundan 50 yıl önce televizyon yokken akşam 08.00’de, 09.00’da yatmak zorundaydınız çünkü elektriğiniz yoktu, sabah kalkıp işe giderdiniz. Şimdi o saatlerde yatan var mı? Ben sabah 5.00’te yatıyorum ama insanlar 10, 11 ya da 12 gibi yatıyor. Sabah 06.00’da uyanıyorsunuz, yeterince uyumamışsınız, sonra işe gidiyorsunuz. Neden 06.00’da uyanmak zorundayız? İletişimde çocukken hayal bile edemeyeceğimiz gelişmeler var. Artık insanlar evlerinde çalışabilir. Toplantılarınızı Zoom üzerinden yapabilirsiniz. Peki vardiya neden çalışıyor? Bakanlar ve yetkililer doğru kararı verecektir. Hastaneler, eczaneler gibi bazı meslekler için buna katılıyorum. Ancak normal çalışma saatleri 10.30’da başlamalıdır. Öğlene kadar uyuyalım demek istemiyorum ama sabah 06.00’da seyahat etmeye değecek bir şey yok.”