Fransa’da yaşayan 73 yaşındaki kadın, fizyolojik kalp pili tedavisiyle iyileşti

Fransa’da yaşayan 73 yaşındaki Sahibe Şimşekoğlu, ileri derece kalp yetmezliği rahatsızlığından, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinde doktorların anjiyografi eşliğinde yeni yöntemle uyguladığı “fizyolojik kalp pili” tedavisiyle iyileşti.

Fransa’da yaşayan 73 yaşındaki 6 çocuk annesi Bayburtlu Şimşekoğlu’na, yaklaşık 4 yıl önce ileri derece kalp yetmezliği tanısı konularak anjiyo yapıldı.

Bir süre medikal tedavi gören ancak kalp yetersizliği şikayeti devam eden hasta, geçen ay memleketi Bayburt’a geldi.

Burada şikayetleri artan ve yürümekte zorlanan Şimşekoğlu, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Gökhan Ceyhun’a başvurdu.

Tetkikler sonucu “damar tıkanıklığına bağlı olmadan gelişen kalp yetersizliği” tanısı konulan Şimşekoğlu, Ceyhun tarafından ameliyata alındı.

Operasyonda, anjiyografi eşliğinde son yıllarda tüm dünyada trend olan “fizyolojik kalp pili” uygulamasıyla sağlığına kavuşan ve 1 ay sonra kontrole gelen Şimşekoğlu, hem kalp yetmezliğinden hem de neden olduğu uykusuzluk, solunum ve yürüyememe gibi şikayetlerden kurtulmanın mutluluğunu yaşıyor.

Doç. Dr. Ceyhun, AA muhabirine, ciddi nefes darlığı ve gece uyuyamama şikayetiyle kendilerine başvuran hastaya, yurt dışında yapılan anjiyo sonrası damarlarında da bir anormalliğin olmadığı söylenerek çeşitli medikal tedavi uygulandığını söyledi.

Kalp yetersizliğinin genelde damar tıkanıklığına bağlı geliştiğini ancak hastada bunun aksine bir durum olduğunu belirten Ceyhun, “Teyzemiz bize başvurduğunda kalbin çalışma yüzdesi 20 civarında ölçüldü, normali ise yüzde 55 üzeridir. Bunun üzerine teyzemiz tarafımızca damar tıkanıklığına bağlı olmadan gelişen kalp yetersizliği tanısı aldı.” dedi.

Ceyhun, damar tıkanıklığına bağlı olmadan gelişen kalp yetersizliği tedavisinde çeşitli teknikler, piller ve anjiyografik yöntemler uygulandığını ifade ederek, yurt içi ve dışı eğitimlerin ardından “fizyolojik kalp pili” yöntemini Atatürk Üniversitesinde yapmaya karar verdiklerini belirtti.

“Bu yöntem ülkemizde artık yaygınlaşmaya başlıyor”

Hastaya, bu teknikle Erzurum’da yapacakları ilk vaka olacağını, fizyolojik olarak yerleştirilen kalp pilinin kalp yetersizliğini düzelttiğine dair bulgular elde edildiğini öneri şeklinde sunduklarını ve kabul ettiğini aktaran Ceyhun, şöyle devam etti:

“Başarıyla kalp pilini yerleştirdik, birinci ay sonunda kalbin çalışması yüzde 20’den 45’e çıktı. Teyzemizin semptomlarının da gerilediğini gördük. Bir süre sonra diğer kontrollere geldiğinde kalbin çalışması daha da normale yaklaşmış olacak. Umuyoruz ki bundan sonraki süreçlerde kalp pili ile kalp yetersizliği daha çok düzelecektir. Bu yöntem ülkemizde artık yaygınlaşmaya başlıyor. Bu pil yerleştirildiği anatomik yer özelliği ile bozulmuş fizyolojiyi diğer bilinen klasik kalp pillerine göre daha doğal hale getirmektedir. Bu da kalp yetersizliğinin düzelmesine daha fazla katkı sağlamaktadır. Yani bozulmuş ve yetersiz kalmış kalp kasılmasını doğal haline getirerek güçlü ve düzenli kalp kasılmasını sağlamaktadır.”

Doç. Dr. Ceyhun, fizyolojik kalp pili uygulamasının özellikle damar tıkanıklığına bağlı olmayan kalp yetmezliği vakalarında daha etkin olduğunu vurguladı.

“Kalp pili takıldıktan sonra rahatladım, bir sıkıntım kalmadı”

Sahibe Şimşekoğlu, “Nefes alamıyor, yürüyemiyordum, merdiven çıkamıyor, geceleri uyuyamıyordum. Burada anjiyo oldum. Kalp pili takıldıktan sonra rahatladım, bir sıkıntım kalmadı ve çok iyiyim. Yıllardır kalp sıkıntısı çekiyordum ama bu sene nefesim bitmiş gibiydi. Fransa’da çok yere bakıldım çare bulamadım, şifayı Erzurum’da buldum.” dedi.

Şefik Şimşekoğlu ise eşinin Erzurum’da sağlığına kavuşmasından duyduğu mutluluğu paylaştı.

Eşinin, kalbine takılan pille sağlığına kavuştuğunu dile getiren Şimşekoğlu, “1 aydır eşimin ne uykusunda ne yemesinde ne de gezmesinde sorun var. Yurt dışında doktor var ama oradakiler ile bizimkiler arasında büyük fark var. Burada hangi doktora gittiysek netice aldık. Oradakiler ilaç veriyor, gönderiyor. Bu hastalık orada da vardı ama tedavi yapamadılar. Şifayı burada bulduk.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir